SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CENAİZ

<< 631 >>

باب: الكفن من جميع المال.

25. Kefen (İçin Yapılacak Harcama) Kişinin Malının Tümündendir

 

-وبه قال عطاء، والزهري، وعمرو بن دينار، وقتادة. وقال عمرو بن دينار: الحنوط من جميع المال.

Ata, Zührî, Amr İbn Dînar ve Katade bu görüştedir. Amr İbn Dînar şöyle demiştir: Hanut (cenazeye sürülecek güzel koku için yapılacak harcama) kişinin tüm malındandır.

 

وقال إبراهيم: يبدأ بالكفن، ثم بالدين، ثم بالوصية. وقال سفيان: أجر القبر والغسل هو من الكفن.

İbrahim şöyle demiştir: (Ölen kişi'nin geriye bıraktığı mal'dan) önce kefen için harcama yapılır. Sonra ölünün borçları ödenir, sonra vasiyetleri yerine getirilir.  Süfyan şöyle demiştir: Kabir (kazma) ve (cenaze) yıkama ücreti de kefene dahildir.

 

حدثنا أحمد بن محمد المكي: حدثنا إبراهيم بن سعد، عن سعد، عن أبيه، قال:

 اتي عبد الرحمن بن عوف رضي الله عنه يوما بطعامه، فقال: قتل مصعب بن عمير، وكان خيرا مني، فلم يوجد له ما يكفن فيه إلا بردة، وقتل حمزة، أو رجل آخر، خير مني، فلم يوجد له ما يكفن فيه إلا بردة، لقد خشيت أن يكون عجلت لنا طيباتنا في حياتنا الدنيا، ثم جعل يبكي.

 

[-1274-] Sa'd, babasından şunu rivayet etmiştir: Bir gün Abdurrahman İbn Avf (r.a.)'a yiyeceği getirildi. O şöyle dedi: "Mus'ab İbn Umeyr benden daha hayırlı olduğu halde şehit oldu. Onu kefenlemek için bir kaftan'dan başka bir şey yoktu. Hamza (veya başka birisi) benden daha hayırlı olduğu halde şehit oldu. Onu kefenlemek için de bir kaftandan başka bir şey yoktu. Korkuyorum ki Allah bizim güzelliklerden olan hakkımızı bize dünyada verir (de bize ahirette bir şey kalmaz olur)." Abdurrahman bunu söyledikten sonra ağlamaya başladı.

 

Tekrar: 1275, 4045.

 

 

AÇIKLAMA:     Şu konuda ihtilaf edilmiştir: Kişinin bütün mal varlığını kaplayan bir borcu olsa, kefeni bütün vücudunu örtecek şekilde mi yapılır, yoksa yalnızca avret yerlerinin örtülmesi ile yetinilir mi? Tercihe şayan olan kefenin tüm vücudu örtecek şekilde olmasıdır.

 

İbn Abdilber, vücut hatlarını belli edecek şekilde tek bir elbise ile kefen­lemenin yeterli olmadığı konusunda icma bulunduğunu belirtmiştir.

 

Zeyn İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: Abdurrahman'ın söylediklerinden, fakirliği zenginliğe ve ibadetle meşgul olmayı kazançla meşgul olmaya tercih etmek gerektiği anlaşılır. Bu sebeple o oruçlu olduğu halde (iftar zamanı) yemek yememiştir.

 

 

باب: إذا لم يوجد إلا ثوب واحد.

26. Ölüyü Kefenlemek İçin Yalnızca Bir Elbisenin Bulunması

 

حدثنا ابن مقاتل: أخبرنا عبد الله: أخبرنا شعبة، عن سعد بن إبراهيم، عن أبيه إبراهيم:

 أن عبد الرحمن بن عوف رضي الله عنه أتي بطعام، وكان صائما، فقال: قتل مصعب بن عمير، وهو خير مني، كفن في بردة: إن غطي رأسه بدت رجلاه، وإن غطي رجلاه بدا رأسه. وأراه قال: وقتل حمزة، وهو خير مني، ثم بسط لنا من الدنيا ما بسط، أو قال: أعطينا من الدنيا ما أعطينا، وقد خشينا أن تكون حسناتنا عجلت لنا، ثم جعل يبكي حتى ترك الطعام.

 

[-1275-] Sa'd İbn İbrahim babası İbrahim'den şunu rivayet etmiştir: Abdurrahman İbn Avf oruçlu iken (kendisine) iftar etmesi için yemek getirildi. O şöyle dedi: "Benden daha hayırlı olan Mus'ab İbn Umeyr şehid oldu ve bir kaftan ile kefenlendi. Başı örtülse bacakları ve ayakları, ayakları örtülse başı açıkta kalıyordu. Benden daha hayırlı olan Hamza şehid oldu. Sonra dünya bize her yönden açıldı (dünyadan sahip olduklarımıza sahip olduk). İyiliklerimin (karşılığının) bize dünyada iken verilmiş olmasından korkarız." Abdurrahman daha sonra ağlayarak yemeği bıraktı.

 

 

AÇIKLAMA:     Bir elbiseden başka bir şey bulunmadığında kefenlemede bununla yetinilir. Başka elbise buluncaya kadar ölünün defni geciktirilmez. Abdurrahman İbn Avfın "Benden daha hayırlı olan" sözü onun alçak gönüllülüğünü göstermek­tir. Bu hadis, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in katıldığı savaşlarda şehit olan kimselerinin faziletinin büyüklüğüne de işaret etmektedir.

 

 

باب: إذا لم يجد كفنا، إلا ما يواري رأسه أو قدميه، غطى رأسه.

27. Yalnızca Başı (İle Birlikte Ayak Dışındaki Yerleri Örten) Veya Ayakları (İle Birlikte Baş Dışındaki Yerleri) Örten Bir Kefenden Başkası Bulunmazsa Bununla Baş Örtülür

 

حدثنا عمر بن حفص بن غياث: حدثنا أبي: حدثنا الأعمش: حدثنا شقيق: حدثنا خباب رضي الله عنه قال:

 هاجرنا مع النبي صلى الله عليه وسلم نلتمس وجه الله، فوقع أجرنا على الله، فمنا من مات لم يأكل من أجره شيئا، منهم مصعب بن عمير، ومنا من أينعت له ثمرته، فهو يهدبها، قتل يوم أحد، فلم نجد ما نكفنه إلا بردة، إذا غطينا بها رأسه خرجت رجلاه، وإذا غطينا رجليه خرج رأسه، فأمرنا النبي صلى الله عليه وسلم أن نغطي رأسه، وأن نجعل على رجليه من الإذخر.

 

[-1276-] Habbab r.a. şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte, Allah rızasını elde etmek amacıyla hicret ettik. Ecrimizi vermek artık Allah'a kaldı, içimizden kimileri ecrinden bir şey yemeksizin öldü. Mus'ab İbn Umeyr bunlardandır. Kimimizin ürünü olgunlaştı, o ürününü toplamaktadır. Mus'ab Uhud savaşında şehit edildi. Onu kefenlemek için bir kaftan'dan başka bir şey bulamadık. Bununla başını örtsek ayakları açıkta kalıyordu, ayaklarını örtsek başı açıkta kalıyordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize onun başını örtmemizi ve ayaklarına da izhir otu koymamızı emretti.

 

Tekrar: 3897, 3913, 3914, 4047, 4082, 6432, 6448.

 

Diğer tahric: Tirmizi Menakib; Müslim, Cenaiz

 

AÇIKLAMA:     Konu başlığında yalnızca başın ya da ayakların örtülmesi değil, baş ve bü­tün vücut örtüldüğü halde ayakların açıkta kalması yahut ayak ve bütün vücut örtüldüğünde başın açıkta kalması kasdedilmektedir. Yalnızca baş veya yalnızca ayakları örtecek kadar bir elbise bulunursa bununla (baş ve ayaklar değil) avret yerinin örtülmesi daha evladır.

 

Bu hadisten anlaşıldığına göre, vücudu örten hiçbir şey bulunmazsa vücu­dun tümü ızhır otu ile kefenlenir. Izhır de bulunmazsa hangi bitki var ise onunla kefenlenir. Hac bölümünde Abbas'ın şu sözü gelecektir: "İzhır otu hariç, biz onu evlerimizde ve kabirlerimizde kullanırız. [1834. hadis] Izhır otunu kabirlerde kullanmak Arapların adeti idi.

 

Mühelleb şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Uhud şehitleri­nin vücudu örtmeyen bu elbiselerle kefenlenmesini müstehap görmesinin se­bebi, onların bu elbiseler ile şehit olmalarıdır. Bu, itiraza açıktır. Aksine zahir olan, konu başlığında da yer aldığı üzere bu elbiseden başkasının bulunamamış olmasıdır.

 

Sa'd'ın "İçimizden kimi ecrinden bir şey yemeksizin öldü" İfadesi, fetih za­manına yetişenlerin elde ettiği ganimetlerden kinayedir. Ecirden maksat bunun semeresidir. Ecir yalnızca ahiret sevabı ile sınırlı değildir.